NATO’dan Rusya’ya ‘güç kullanımı’ uyarısı

Rusya’nın son dönemde artan provokatif eylemleri, NATO ile arasındaki gerilimi yeni bir boyuta taşıdı. Özellikle Estonya hava sahasının Rus savaş uçakları tarafından ihlal edilmesi, İttifak’ın bugüne kadar kaçındığı “güç kullanma” seçeneğini açıkça dile getirmesine neden oldu. Bu olay, NATO’nun sadece kınama ve uyarılarla yetinmeyeceğinin, gerektiğinde askeri karşılık vermeye hazır olduğunun net bir göstergesi oldu.

NATO’dan Rusya’ya ‘güç kullanımı’ uyarısı

Polonya ve Romanya gibi müttefiklerin de benzer ihlallerle karşı karşıya kalmasının ardından gerçekleşen bu olay üzerine, Tallinn yönetimi, Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 4. maddesi uyarınca acil toplantı talep etti. Bu madde, müttefiklerden birinin güvenliğini tehdit eden herhangi bir durum karşısında tüm üyelerin istişare yapmasını öngörüyor. Toplantının ardından yapılan resmi açıklamada, mesajın tonu her zamankinden daha sertti.

“Gerekirse güç kullanırız”

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin yaptığı açıklamalar, İttifak’ın değişen stratejisini gözler önüne serdi. Rutte, Rus uçaklarının NATO hava sahasından çıkarıldığını ve müttefik uçaklarının hızlı ve kararlı bir şekilde müdahale ettiğini vurguladı. Daha da önemlisi, Rutte bir soru üzerine, NATO’nun “gerekirse kuvvet kullanmaya hazır olduğunu” ve Yüksek Müttefik Komutanı’na (SACEUR) bu konuda yetki verildiğini ifade etti.

Kuzey Atlantik Konseyi’nin yazılı bildirisi de bu kararlılığı pekiştirdi. Bildiride, “Rusya’nın hiçbir şüphesi olmamalıdır. NATO ve müttefikler, uluslararası hukuk çerçevesinde, kendimizi savunmak ve her yönden gelebilecek tehditleri caydırmak için gerekli tüm askeri ve askeri olmayan araçları kullanacaktır” ifadeleri yer aldı. Bu açıklama, sadece sözlü bir uyarı olmanın ötesinde, bir sonraki olası ihlalde ne gibi adımlar atılabileceğine dair net bir işaret veriyordu.

Polonya’dan tehdit

NATO’nun bu duruşu, bazı müttefik ülkeler tarafından da bireysel açıklamalarla desteklendi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Rusya’nın hava sahalarını ihlal etmesi durumunda, ihlal eden uçakları etkisiz hale getireceklerini açıkça dile getirdi. Bu açıklama, NATO’nun kolektif savunma taahhüdünün yanı sıra, bazı üye ülkelerin ulusal güvenliği tehdit eden durumlarda ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor. AB dış politika yüksek temsilcisi Kaja Kallas da Polonya’nın bu hakkını uluslararası hukuk çerçevesinde desteklediğini belirtti.

Yeni bir dönem mi?

Rusya’nın provokasyonları, İttifak’ın pasif bir kınama politikasından, aktif bir caydırıcılık ve potansiyel güç kullanımına doğru evrildiğini gösteriyor. NATO, “soğukkanlı ancak kararlı” bir tavır sergileyerek, Rusya’ya artık ihlallerin sonuçsuz kalmayacağı mesajını veriyor.

Bu gelişmeler, Ukrayna’daki savaşın ardından Avrupa’daki güvenlik mimarisinin ne kadar kırılgan olduğunu ve Rusya’nın eylemlerinin artık daha ciddi sonuçlarla karşılanacağını ortaya koyuyor. Rusya’nın bu açık uyarılara nasıl bir tepki vereceği ve gerilimin daha da tırmanıp tırmanmayacağı ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak en önemli soru olarak duruyor.