Kayyum kararı olasılığı bende yüzde 50 idi. Saray’ın CHP’yi dağıtma kararlılığı burada yüksek rol oynuyordu. Hukukla yüksek derecede oynandığının örneklerini yaşıyoruz. Mahkeme kayyum ve idari tedbir isteklerini reddetti. Dosyada eksikler var diyerek 24 Ekim’e erteledi.
Mahkemenin davayı erteleme kararında salt hukuk mu etkili oldu (umarım öyle oldu), ekonominin de payı yok mu? Evet karar CHP’ye nefes aldırdı. Büyük olasılıkla 21 Eylül olağanüstü kongresi, CHP yönetimi üzerinde hukuk dışı atamalar konusunu sona erdireceğe benziyor. Ama mahkeme dosyayı açık tutuyor. Bu siyasi mühendislik arayışlarına açık kapı bırakmıyor değil.
Bunun ötesinde karar en çok kimi sevindirdi diye baktığımda gördüğüm şu: İktidarın ekonomi yönetimi bayram ediyordur. Borsa kayıplarını hızla geri alıyor. Merkez Bankası, İstanbul CHP yönetimine kayyum atanmasıyla birlikte sarsılan ekonomik değerleri dengede tutmak için sattığı 15 milyar doları da geri alma ve stokları artırma zeminine yeniden kavuştu. Düşürdüğü politika faiz oranlarının da etkisini görecek olmaktan mutlu.
NEREDEYSE ŞUNU DİYECEĞİM:
Ekonomi bu kararda baş etkili oldu. Saray’ın da onayını aldı.
Ekonomi tam biraz toparlanıp döviz stoku yaptığında, iktidarın siyasi müdahaleleri stokları eritmeye başladı.
Bu “ekonomik” karar, CHP’yi devralmaya hazırlananları da kapkara bir hayal kırıklığına uğrattı.
Bütün parasını “mutlak butlan”a yatıranlar kaybetti. Ekonomiyi cok ciddi bir oyuncu olarak görmediler. Belki de ekonomi bizi sattı demeliler.
Parti yönetimini bölüşmek için fırsat kollayan ekran ekibine bakıyorum, “karar hukuki değil” diyor. Ağlayacaklar ama güleriz ağlanacak halimize modundalar.
MAHKEME KARARINDAN ÖNCE
Tabii dayandıkları Kemal Bey de kaybetti.
Avukatı aracılığıyla neden bugüne kadar sessiz kaldığına nihayet karardan sonra bir açıklama yaptı: CHP’ye zarar vermemek için susmuş.
Bunu istiyor olsaydı, karardan önce bir açıklama yapması yeterdi. Şunu diyebilirdi:
“Ben iktidarın tepeden inme kararlarıyla koltuğa oturmak istemiyorum. Önümüzdeki kurultayda CHP’nin iktidar olabilmesi için yöntem ve görüşlerimi açıklayacağım. Eksikliklere işaret edeceğim... Ben ne kayyumcuyum ne de başka bir şey...”
Bu tür bir açıklama, dava üzerindeki her türlü yüksek gerilimi azaltır dahası yok ederdi.
13 yıllık iktidar deneyimlerini CHP ve yönetimiyle paylaşırdı.
Dostluk ve yoldaşlıkla el ele omuz omuza iktidara...
Böylece önemli bir destekçi topluluğunu da ayrıştırmazdı.
CHP veya CHP destekçileri içinde Kılıçdaroğlucular, Özelciler, İmamoğlucular gibi derin ayrılıklara fırsat vermezdi.
ŞİDDETLİ BİR FAY KIRIĞI
Bakıyorum Kemal Bey’i seven sosyal medya hesaplarına “24 Ekim’de görürsünüz siz” diye söyleşiyorlar.
Kemal Bey’in yarattığı fay kırıklığı o kadar şiddetli ki hiç ummadığım derin bir astığım astık kestiğim kestik nefretini deneyimledim. Doğrusu hayal kırıklığının en uç noktasına sürüklendim. Gönül bağım zedelendi, ama önemli değil, siyaset neler yaptırıyor insanlara...
Kemal Bey bunu tamir edebilir.
Olumlu bir yeni yön çizerek, kendisine olan tepkileri de azaltabilir.
Muharrem İnce Tandoğan’da en çok alkışlananlardan biriydi. CHP bağrına bastı.
Tabii bu isteniyor mu bilemem.
Yine de sağduyum bana “niye olmasın” diyor.